Monday, August 14, 2006

space dye fucked 1

düşünüyordum da...

yani, düşünüyorum da tutup -hem de şimdi- birisine cenneti ellerimde tuttuğumu söyleseydim ne olurdu? gerçek bir cehennemin arzusuyla kıvranırken, cenneti cehennemi arzulama fikrine indirgediğimi söylesem, bir tane bile, evet bir tane bile inanan bulabilir miydim?

hayır, bulamazdım. gerçek bir cehennemi bu yüzden arzuluyorum işte. bu bilgiden, bunu bilmekten hoşlanmıyorum. bunu bildiğim için hala bir varlığım olduğu gerçeğiyle yeniden yüzleşiyorum; sıfırlanamıyorum. bencil olmaya kaldığım yerden devam ediyorum. silinip gidemiyorum. sıradanlığın sığ sularından rakı şişesine yeni transfer edilmiş balık, sana sesleniyorum!! pisliğin bu yüzden, tarafımdan olunamıyor.

hayatım vahşi bir hayvan gibi; tanımadığım. beni sırtında taşıdığını sanıyorum. aslında biliyorum bunu; ama sanmak istediğimi söylemeye çalışıyıyorum. bariz bir sorun var ki ben ona yetişemiyorum; anonim bütünün içinde ben hayatta kalmaya çalışırken hayatım beni terk ediyor. eve geldiğimde örneğin, hayatım yok. evde değil. dışarıda bırakıyor beni. hayatım evimi kabul etmiyor. evim, hayatımın dış uzayı. evim benim ruhum. hayatım rollerim ve görüntülerim. bunu anladığım zaman ne pahasına olursa olsun o vahşi hayvanın sırtından atlayabilirdim. ama yapamadım; yapamayacağımı biliyordum. şimdiyse o kadar anlamsız ve sönüğüm ki, yapmayacağımı biliyorum.

bu tutarsızlığı özümsüyorum. bildiğim çoğu şeyi unutmuş olma gerçeğiyle yaşıyorum. birilerinin beni gerçek anlamda tanımasını sağlayabilmiştim. bunu becermiştim. beni anlamış olmalarını kastetmiyorum; o kadar önemli/değerli biri olmadığımı anlayalı çok oldu; altından sular geçiyordu, saldırıdan sonra yıkıldı mostar. bu da yetmedi, yeniden yaptılr onu. ölü tarihin çürümüş postları canlanır mı? bir gün soğuktan korunmak için giydiğinde kaşntıdan çıldırmayacağınıza garanti verebilir misin? evet, değişmek de böyledir işte. en azından binlerce defa değişmiyorsan, seni gerçek anlamda tanıyan birilerinin kaybıyla yaşamak eski benliğinden söküp atamadığın tabakhane bokuyla dolu olmak gibi bir deneyimdir. yeni kabul etmiyor; geçersiz. beraber uyuyabilmeyi en çok istediğin kadın örneğin; yaz geldiğinde evindeki halıları kaldırırdı, ney albümleri satın alırdı. evinin tavanı yüksek sayılmazdı. şimdi bulunduğun yerin tavanı acımasızcasına yüksek; dünyanın sonunda bir yere çakılmış kazık gibi gökyüzüyle baş başa bırakılmışsın. bu bilgiyi orada kullanabilir misin? ben,, sanmıyorum.

sevebilmeyi gerçekten istediğin kadın ise.. bu konuya girmek çok acı, pas geçiyorum. o'nun sende özlediği bir şeyler vardı. -öz-lenebiliyor muydun? aman allahım, şimdi pişman olmalısın!!

-hayır. değilim. o kadar güçlü değilim. o kadar sıcak değilim.

metafizik eşlenikli tali bir kişisel hayat okumasından en sıradan insan acısına bu teğet geçişi okuyup, yazarın öngörülmemiş samimiyetleri gizleme yeteneğinden yoksun olduğunu düşünen okur!! sana sesleniyorum. sen haklısın, itiraf ediyorum. ama bir zahmet gidip amedee ya da nasıl kurtulmalı'yı oku. sana açıklama yapma zahmetine girmek istemiyorum.

ah bir ouapiti veeeer, yüreğimi ısıtayım..

(carre yöresinden bir türkümüz. rakıyla tüketin. su yerine soda için, asabımı bozmayın.)